19 Ocak 2016 Salı

Asiye Nasıl Kurtulur?* ya da Fikrimin İnce Gülü**


"Bir zamanlar sahalarda Tanju Çiller diye bir fitbolcu vardı. Bu fitbolcunun Allah'ın gücüne gitmesin ama zekası az biraz kıttı. Taaa ilkokul 1'den başlayarak, kanaat notuyla ancak, sınıfını geçebilmişti tüm öğrenim hayatı boyunca.
Zeka konusundaki bu kuraklığa rağmen Tanju Çiller fitbolun yanı sıra hangi arada derede önce Boğaziçi Üniversitesi İktisat Fakültesi'nde öğretim üyesi, sonra da tüm zamanların gaf rekortmeni ve milletimizin başreisi oldu, orası bir muamma.

Ahhh Türkiye Büyük Millet Meclisi koltuklarının dili olsa da anlatsa. Neler gördü o koltuklar, kimlerin popisini kucakladı? Dünyanın tüm ucubeleri mutlu ve gülen insandan nefret etmesiyle meşhur ülkemizin bu pek saygıdeğer kurumunda birleşmişti sanki. 7-24 asabiyete kesen, güzel ve tribal ülkemin eciş bücüş yönetenleri nasıl olmuştu da seçilmişti? Bu mevzu Em-ay-ti, NASA ve Ölü Ozanlar Derneği'nin Kadıköy Belediyesi sponsorluğunda yürüttüğü bir proje kapsamında araştırılmaktaydı. Hatta hala araştırılmakta.
Ayrıca konuya "Flash TV'yi anlamak ve Matrix'e giden 3 Altın Yol" projesiyle dahil olan Wachowski biraderler en büyük esin kaynaklarının Tanju Çiller'in halüsinasyon sözcüğünü söylemeye çalıştığı meşhur konuşması olduğunu dile getirmişlerdir.
- Abi kaç yaşında adamsın, napıyosun abicim?" 

Ne mi yapıyorum? Tv dizisi Kardeş Payı'nın girizgahına benzetmeye çabalıyorum. Hatta çabaladım bitti. (Olmuş mu Halit Bey?)

Müdürüm, müdürehanımım, sağlığa zararsız kimyasal atıklardan ve çek modülünden sorumlu bakanım, 19 kere seslendim, ama havada, karada, suda tanımıyorsa zinhar dönüp de bakmamasıyla meşhur yurdum insanım, "bir gör beni nolur bir gör daaa umut sarımımkayamım", yeni yazı dizimiz başlıyor! Duyduk duymadık demeyin! 

Kimler kimler ağırlanacak, kimler neler neler anlatacak? 
İşte konukların 2 pufuduk noktası;

Bir) tüm konuklar kadın, hanım, bayan, kız, gız, gı, hemşire gibi sözcüklerle ifade edildiği üzere kadıngiller familyasından olacak.

İki) Veeeee Celal Dayı olsa şöyle derdi; tüm konuklar "pürüz olacak! Sülalenin en pürüzü hem de"!

Bu blogta dikenli, çatallı yollardan yürüyen, tutkularının, hayallerinin peşinden giden kadınlarla söyleşiler yer alacak. İşinde gücünde, evde, ofiste, çarşıda, pazarda, gecesinde, gündüzünde, emeklisinde, emeğinde, acısıyla, tatlısıyla kadınlar anlatacak, hayatlarını yazsak roman olacak kadınlar.

Ve göreceğiz hep birlikte, Asiye nasıl kurtulacak?

*1969 yılında Vasfi Öngören tarafından yazılmış tiyatro oyunu.
**Adalet Ağaoğlu'nun bir romanı.